Kimliğimiz, kendimizi belirleme şeklimizdir; bizi biz yapan bedellerin, inançların, özelliklerin toplamıdır. ‘Ben kimim?’ sualinin yanıtıdır. Ancak, belirlendiği kadar kolay değildir; zira ‘oldu bitti’ye getirilemez bir olgudur ve değişen, dönüşen, bizi eşsiz kılan her şeydir. Benliğimizle barışık olmak, kim olduğumuzdan emin olmak kendimize olan güvenimizi, sevgimizi, hürmetimizi artırır. Mevcut kimliğimiz, şahsi gelişim yolculuğumuzun başlangıç noktasıdır. Ancak, her zaman hepimizin kim olduğuna dair geçerli bir fikri olmayabilir. Yaşadığımız birtakım vakalar, duygular, bize ‘kendimizi’ sorgulatabilir; bir nevi varoluşsal sancılarla baş başa vazgeçebilir. Bu vaziyet, psikolojide kimlik krizi veya identity crisis olarak geçer. Peki, nedir bu kimlik krizi, neden olur ve nasıl anlaşılır gelin birlikte bakalım. Kimlik krizi, bir us sıhhati meseleyi veya tıbbi bir vaziyet değildir. Uzman terapist Aki Rosenberg’e göre, kimlik depresyonu veya kimlik karmaşası, her yaştan, cinsiyetten, cemiyetten insanın yaşam ve gelişim yolculuğunun ‘olağan’ bir safhasıdır. Hayatımız süresince bir hayli şey yaşıyoruz; bazı tecrübelerimiz anlık akıp giderken kimileri derin ve zorlayıcı duygulara neden olabiliyor. Öte yandan manevi olduğu kadar dışsal tecrübeler de üzerimizde tesirler vazgeçebiliyor. Hayatın banal akışında karşımıza çıkan bir hayli vaziyet, kendimizi denetlememize zemin hazırlıyor olsa da Rosenberg’e göre, herkes benliğini denetlemek için farklı sebeplerden tetiklenebilir. Ancak, kimlik krizini tetikleyen en yaygın nedenler arasında:
- Konuttan taşınmak
- İş değiştirmek
- Hoşlanılan bir bireyin kaybı
- Ebeveyn olmak
- Evlenmek
- Boşanmak
- Kaza geçirmek
- Emekli olmak gibi köklü başkalaşımlar yer alabilir.
Öte yandan, bunalım, imposter belirtiyi, duygudurum bozuklukları, anksiyete gibi negatif manevi tecrübeler de kimlik depresyonuna yol açabilir.
Peki, tüm bunlar veya eşi vaziyetler sonrasında benliğimizi denetleyip denetlemediğimizi, başka bir deyişle bir kimlik krizi içerisinde olup olmadığımızı kavramanın bir yolu var mı diyecek olursanız, yazımızın devamında kimlik krizinin başlıca sinyallerini bulabilirsiniz.
Kimlik depresyonu yaşadığınızın sinyalleri
İç dünyanıza doğru bir yolculuğa çıkmaya ve kendinizi keşfetmeye hazırsanız işte kimlik krizi yaşayıp yaşamadığınızı kavramanıza dayanakçı olacak ipuçları:
- Aynı sualler aklınızda dönüp duruyorsa
Kendimize dönüp bakmak, iç dünyamızı denetlemek elbette ki şahsi gelişim için oldukça ehemmiyetli. Ancak, bazı sualler ebedi bir döngüde tekerrür ediyorsa, kendinizi o döngüden çıkaracak yaşamsal taşıtlara henüz sahip olmayabilirsiniz. Bu da kimlik krizi yaşadığınızın sinyalini verebilir. Misalin: Ben kimim? Yaptığım şey ehemmiyetli mi? Bedellerim, katıldığım bu ilişki, etkinlik, iş ile örtüşüyor mu? Hayattaki emelim ve tutkum nedir? ve eşi sualler kimlik krizinde olduğunuza işaret edebilir.
- Vücudunuzla alakalı bir şeyler ters gidiyorsa
Bazen içgüdüsel bir duyguya sahip olmak, bedenimizin bize bir şeylerin yanlış gittiğini söylemesidir. Misalin, güvensizlik duygusunu paydan vücudunuz bitkinlik, motivasyonsuzlukla kendini belirli edebilir. Ayrıca, bağırsakların ikinci beynimiz olduğu söylenir; başka bir deyişle sindirim sisteminize, mide-bağırsak hareketlerinize dair meseleler varsa, bu aklınızda birtakım negatiflikler olduğunu ve benlik meseleleriyle gayret etmeye çalıştığınızı söylemeye çalışıyor olabilir. Her zaman bedeninizden gelen fiziksel sinyallere kulak vermenizde fayda var.
- “Kağıt üzerindeki” hayatınız, düşüncelerinizle anlaşmıyorsa
Dışarıdan bakıldığında harikuladeye yakın bir hayatınız varmış gibi görünmesine karşın bu vaziyet aklınızla anlaşmıyorsa benliğinizi denetliyor olabilirsiniz. Misalin, iyi bir iş, mutlu bir birliktelik, sıhhatli bir beden, hoşlandığınız insanlar, ilerleyen bir kariyer, parasal refah gibi kağıt üzerinde harika duran varlıklarınıza zekanızdaki şikayetler, denetlemeler, kuşkular gölge düşürüyorsa çözmeniz gereken bir kimlik krizi olabilir.
- Çevrenizdeki ilişkiler enteresan sezdiriyorsa
Pek çok psikolojik araştırma, değişik insanlarla olan ilişkilerimizin kendimizi nasıl gördüğümüzü tanımladığını öne sürüyor. Misalin, bu, tüm dostlarınızın evlenip çoluk çocuğa karışması ve sizin dost grubundaki tek bekar olmanız, kendi kimliğinizi denetlemenize neden olabilir. Ya da ağabeyinizin, ablanızın, kardeşinizin hayatındaki birtakım büyümeler, ‘Ben ne yapıyorum, ne istiyorum, neredeyim, ne zaman onun gibi olacağım’ gibi sualler bu kendinizi denetleme zamanlarını daha da çıkmaza çekebilir ve sahip olduğunuz ilişkiler o bireyleri ne kadar çok hoşlansanız veya onlar için mutlu olsanız da sizi makûs sezdirebilir.
- İçinizdeki ses yükseliyorsa
Kimlik krizi yaşadığımız zamanlarda içimizde basmakalıpta bir fısıltı gibi kısık olmasına aşina olduğunuz ses, yükselmeye başlayabilir. Bunun nedeni ise bir biçimde dikkatimizi sürüklemek. Şayet, içinizdeki sesin her zamankinden gür çıktığını ve size bir şeyler söylemeye çalıştığını seziyorsanız, bu hayatınızda bir şeylere daha fazla dikkat faktörüz için bir sinyal olabilir. Belki de bir şeyleri değiştirmeniz, farklı yapmanız gerekiyordur; içinde bulunduğunuz krizin çözümü o sestedir…
- Öz değerinizi denetliyorsanız
Kendinizi kesintisiz kıymetinizi sorgularken tutuyorsanız ya da kıymetsiz olduğunuzu düşünüyorsanız, bu da bir kimlik krizinden geçiyor olduğunuzun sinyalini veriyor olabilir. Sahip olduklarınız ya da olamadıklarınızla, çevrenizdeki insanlarla kendinizi karşılaştırmalarınızla öz kıymetinizi sorgudan geçiriyorsanız benliğinizle aranızda birtakım pürüzler var demektir.
- Güvensiz, sevgisiz, depresif hissediyorsanız
Zaman zaman negatif duygular tecrübelemek hayatın dağılmaz bir parçası ve natürel bir yaşam sürecinin ortak bileşenleridir. Ancak, bu negatif hisler yaşamınızın basmakalıpı haline geldiyse; kesintisiz kendinizi mutsuz seziyor; kendinize veya çevrenizdeki şahıslara güvenmiyor; hoşlanılmaya layık olduğunuza inanmıyor; depresif duygulardan temizleyemiyorsanız tüm bunlar henüz benliğinizle barışamadığınız anlamına geliyor olabilir.
- Hayat emelinizi kaybettiğinizi düşünüyorsanız
Yaşamımız süresince kendimize belirli amaçlar koyarız, hayallerimizin peşinden gitmeye çalışırız; onlara bazen erişiriz, bazense hiçbirini elde edemeyiz. Hayat emelimizi değiştiririz, biz büyüdükçe, emelimizi de aktüelleriz. Ama
- 25 yaşın altındaysanız
Evet, afallamış olabilirsiniz ama bu da kimlik krizi yaşıyor olma olasılığınızı etkileyen bir etken. İnsanın ihtiyarladıkça daha fazla ‘uslanmaya’ başladığı mevzusunda ne düşünürsünüz öğrenemeyiz ama yaş ilerledikçe beyin de değişiyor. Yapılan bilimsel araştırmalar, insan beyninin 25 yaşına kadar bütün olarak gelişmediğini dikkat topluyor. Bu sebeple kimliklerimiz de 25 yaşına kadar hala metamorfoz içerisinde oluyor. Henüz 25 yaşınızı geçmediyseniz içinde bulunduğunuz kimlik sorgusunun zamanla geçeceğini kendinize andırdırabilirsiniz.