Gece saat 01.51’de Muğla açıklarında 6.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Muğla’ya 150 kilometre mesafedeki deprem, Muğla, Antalya, Aydın, İzmir ve Denizli’de ciddi şekilde hissedildi.
Jeoloji uzmanı Prof. Dr. Süleyman Pampal, CNNTürk’te katıldığı programda bölge için endişe verici açıklamalarda bulundu.
“Burası Afrika Avrasya levhasının sınırı. Bu bölgede tarihsel dönemde milattan sonra 7 tane çok yıkıcı deprem var. Bunlar 8- 8.5’i bulan büyük depremler. Burada büyük deprem olursa bu asla sürpriz olmaz, buna şaşırmayız.” ifadelerini kullanan Pampal, bölgenin kritikliğine dikkat çekti.
Pampal’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Bu deprem maalesef en korkutucu, en büyük, en önemli, fay hattı diyelim hadi, aslında bu dalma batma zonu. Güneydeki Girit’in Rodos’un yakın güneyinden geçen Afrika levhası ile Anadolu levhacığının çarpışma hattı sınırı, dalma batma zonu. Afrika levhası buradan kuzeye doğru Ege’nin altlarına doğru dalıyor, o dalan kısım yukarı doğru yükseliyor ve bunun sonucunda volkanik faaliyetler başlıyor.
Biz bunu Santorini civarında yaşadık. Deprem fırtınası şeklinde yaşandı, bunu bütün sonbaharda konuştuk. Burası Afrika Avrasya levhasının sınırı. Bu bölgede tarihsel dönemde milattan sonra 7 tane çok yıkıcı deprem var. Bunlar 8- 8.5’i bulan büyük depremler. Levha sınırlarından böyle depremler beklenir, biraz derin odaklı ama çok yıkıcı. Kara sınırlarımıza mesafeli olduğu için doğrudan etkisi ile verdiği zarardan öte ikincil etkisi dediğimiz tsunami olayları ortaya çıkar. Adalarda olmak üzere, Güney Batı Anadolu sınırlarımızda da tsunami hasara yol açar. Geçmişte bunu yapmış çünkü.
Burada büyük deprem olursa bu asla sürpriz olmaz, buna şaşırmayız. Bu bölge Helen Yayı dediğimiz Yunanistan’a doğru devam eder. Muğla’nın güneyinden Antalya’nın bir miktar Batısından bir dirsek yapar ve Kıbrıs yayı olarak, Kıbrıs’ın güneyinden Hatay’a doğru gider ve orada Arap levhası ile buluşur. Arap Levhası ile Afrika levhasının sınırını da Ölüdeniz ve Doğu Anadolu fayı oluşturur. Biliyorsunuz 6 Şubat’ta bu fayda meydana geldi depremler. Bu bölgede meydana gelecek depremler 6,7 ile kalmayabilir. Daha büyük daha yıkıcı olur ve ikincil etkileri de hasara neden olabilir.”
8 BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ BİR DEPREM ÜLKEMİZDE NASIL HİSSEDİLİR?
Bu çok sorulan bir soru ancak tek somut bir cevap yok. Depremin etkisi depremin ivmesi ile doğrudan alakalı. Bu zeminin özelliği ile ilgili, çok uzaklarda çok büyük ivmelere çıkabilir. Mesafe depremde çok önemli olmayabilir. Bunun dünyada çok örnekleri var. Mesafe zeminle anca bir şey ifade eder. Bize uzak demek doğru değil, bunu yıllardır anlatmaya çalışıyorum. Bu bölgede meydana gelebilecek yıkıcı depremler, sizin belirttiğiniz büyüklere ulaşmasa da, bizim kıyılarımızda Datça Bodrum gibi bölgelerimizde, Fethiye civarında ciddi hasarlara yol açabilir. Bu nedenle bölgenin depreme hazırlanması çok önemli.”
DAHA BÜYÜK BİR DEPREMİ TETİKLER Mİ?
“Tetikleme demeyelim ama haber verme gibi düşünebiliriz. Bu bölge son yıllarda oldukça hareketli. Doğu’ya doğru Kıbrıs yayı üzerinde de olabilir ama burada bir deprem olacaksa burada beklenir, çünkü bölgede 7 yıkıcı deprem var.
Deprem olacak mı sorusunun cevabı ‘olacak’. Daha önce olmuş , şu anda oluyor, bundan sonra olacak. Bu işin doğası böyle. Yaşadığımız bölge çok sayıda levhanın çarpışma noktası. Jeolojik olarak genç bir bölge. Depremler bundan önce olduğu gibi bundan sonra da olmaya devam edecek. ”
YUNAN PROFESÖR DEPREMİ DEĞERLENDİRDİ
Öte yandan, jeoloji profesörü ve Yunanistan Depremle Mücadele Kurumu (OASP) Başkanı Efthymios Lekkas, bölgede meydana gelen depremin 60 kilometrelik odak derinliğiyle dikkat çektiğini dile getirdi.
Kathimerini gazetesinin haberine göre, Yunan televizyonu ERT’ye konuşan Lekkas, depremin etki alanına ilişkin değerlendirmesinde, Girit’te daha yoğun hissedilen sarsıntının Kasos ve Karpathos’ta daha az etkili olduğunu aktardı. Yapılan ilk değerlendirmelerde önemli bir hasar tespit edilmediğini belirten Yunan uzman, kesin sonuçlar için incelemelerin sürdüğünü kaydetti.
OASP Başkanı, söz konusu depremin Avrupa ve Afrika levhalarının çarpışma bölgesi olan Helen yayında gerçekleştiğine dikkat çekti. Lekkas, sismik hareketliliğin özellikle Girit, Rodos, İstanköy ve Güneydoğu Ege’de yoğun şekilde hissedildiğini dile getirdi. Depremlerin bu derinlikte şiddetli artçılar üretmediğini vurgulayan Lekkas, büyük bir artçı sarsıntı beklentisi olmadığının altını çizdi.
TÜRKİYE’DEKİ DEPREMLERLE BAĞLANTISI VAR MI?
Lekkas, Santorini ve Türkiye’deki depremlerle bağlantı kurulup kurulamayacağına ilişkin soruya, “Santorini’de kaydedilen depremlerle kesinlikle ilişkisi yok” diyerek, Helen yayı ile Anadolu fay hattının dinamiklerinin tamamen ayrı olduğunu da belirtti ve Türkiye’deki depremlerle “kesinlikle” bir ilişki kurulamayacağını bildirdi.
60 kilometrelik derinliğin bu depremi karakterize eden temel unsur olduğunun altını çizen Lekkas, “Bu tamamen farklı bir jeodinamik ortam. Türkiye’deki depremler ise Anadolu fay hattı boyunca meydana geliyor” diye konuştu.