Asıl hayatta dahi karşılaşması ender zamanlara denk gelen empatinin sanal dünyada var olabileceğini söylesek, afallatıcı olur muydu yoksa dijital dünyada artık her şeyin olası olduğunu düşündüğünüz için afallamaz mıydınız? Öyleyse, hemen söyleyelim yapılan yeni araştırmalar ‘sanal empati’nin olası olduğunu öne sürüyorlar.
Yapılan çalışmalar, sanal bir insanla olan etkileşimlerin çoğunlukla asıl bir insanla olan etkileşimlere çok eş olabileceğine dikkat sürüklüyor ve sanal bir insanın varlığının, tıpkı asıl bir görgü şahidi varmış gibi, tepkileri şekillendirebileceğini ileri sürüyor.
Sanal dünyadaki duyguları, tepkileri, insanlar arasındaki etkileşimleri, benlik ve öteki algısını etkileyen ehemmiyetli bir etmen olan ‘Proteus Tesiri’nin sanal empati üzerinde anlamlı bir tesiri olduğu 2007 senesinde Stanford tahlilcilerinin yaptığı bir çalışma ile ortaya çıkıyor. İnsanların sanal dünyadaki tavırlarının, avatarların şahsi özelliklerine şahsiyet, dış görünüş vb. göre değiştiğini anlatan bir olgu olan Proteus Tesiri, Metaverse’de empatinin geliştirilmesini de olası kılıyor. Başka bir deyişle, sanal insanların nasıl planlandıkları, insanların sanal dünyalardaki empati kapasitelerini doğrudan etkileyecek. Bu mevzuda tüm iş sanal dünya tasarımcılarına düşüyor.
Öbür yandan, sanal dünyada empatinin varlığını araştıran bir hayli araştırma eş neticeler ortaya çıkardı. Computers and Human Behavior Mecmuası’nde yapılan bir araştırma, muhakkak görsel temsil ve acı ifade usullerinin sanal insanlar arasında daha fazla farkındalık ve duygusal likeni yaratabileceğini buldu. Aynı mecmuada yayınlanmış bir başka çalışma, sanal dünyadaki bir avatara daha spesifik beden hareketleri ve muhakkak surat ifadeleri ilave etmenin, insanların avatarın acısını çok daha fazla sezebildiklerini ortaya çıkardı. Tüm bu belirtilerden hareketle, alanın uzmanları ve sanal dünya tasarımcıları, empatinin Metaverse’de daha da geliştirilebileceğine inandıklarını belirtiyorlar; sanal dünyadaki hislerin, acıların, kısaca duyguların daha tesirli ve asıl hayattakinden neredeyse farksız bir biçimde karşı tarafa aktarılabileceğine de dikkat topluyorlar.
Hangi empati cinsleri Metaverse’de olabilir?
Metaverse’i geliştirmek için yapılan araştırmalar devam ederken sanal empati mevzusu daha da irdeleniyor ve aktüel çalışmalar sanal hakikatliğin muhakkak empati cinslerini geliştirebileceğini de gösteriyor.
Sanal gerçeklik teknolojisi firmasının CEO’su olan Chris Milk, 2015 senesinde katıldığı TED konuşmasında sanal gerçeklik gözlüklerinden “the ultimate empathy machine” başka bir deyişle ‘son empati cihazı’ olarak bahsetti ve devamında değişik VR işletmeleri ‘VR for good’, ‘iyilik için sanal gerçeklik’ teşebbüsüne yatırım yaparak programlarını, sanal gerçeklik tasarımlarını, sosyal fayda için geliştirmeye başladılar. Peki, bu büyümeler sanal empatiyi etkiledi mi? Elbette ki. Yapılan bir hayli araştırma, Metaverse’de değişik empati cinslerinin büyüyebileceğini gösterdi. Gelin, hangi empati cinsinin Metaverse’de büyüyebileceğinin yanıtından evvel empati cinslerini andıralım:
Duygusal empati: Başka birinin duygularını paylaşma hüneridir. Otomatik bir duygusal tepki olarak kabul edilir ve duygusal bağlantı yoluyla elde edilebilir.
Öğrenişsel empati: Bir şahsın nasıl sezdiğini ve ne düşünebileceğini anlama hüneridir. Bu cins empati, değişik bakış açıları ve irtibat yoluyla geliştirilebilir. Bu cins bir empati daha fazla zekâsal mücadele gerektirir. Öğrenişsel empatinin iki alt cinsi vardır:
Benlik bakış açısı: Başka birinin tecrübelediği bir şartta, nasıl sezeceğinizi, ne düşüneceğinizi, duygularınızın, kararlarınızın ne olacağını hayat etmek; başka bir deyişle başka birinin yerine geçmek olarak belirlenen empati cinsidir.
Başkasının bakış açısı: Belirli bir mevzuya, başkalarının gözünden nasıl yanaşacağınızı, bakış açınızı nasıl değiştireceğinizi düşünmek olarak belirlenen empati cinsidir.
Acımalı empati: Şahsı başkalarına takviye etmeye sevk eden empati cinsidir. Bu cins bir empati, başka bir şahsın acı sürüklemesine odaklanır ve şahsı harekete geçmeye iter.
Değişik empati cinslerinin özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, aktüel çalışmalar duygusal empati cinsinin sanal gerçeklik tecrübeleri ile geliştirilebileceğini dikkat topluyor. Öte yandan, daha derin ve zekâsal süreçler gerektiren öğrenişsel ve acımalı empati cinslerinin sanal dünyada geliştirilip geliştirilemeyeceği hala yanıtı merak edilen bir bilinmeyen… Ancak, bazı bilim adamları ve feylesoflar bu mevzuya tepkili yanaşıyorlar ve kullanıcıların empatilerini sanal gerçeklik ile geliştirmeye çalışmanın etik dışı olduğunu vurguluyorlar. Görünen o ki, Metaverse dünyasında daha incelenecek, geliştirilecek, tartışılacak çok şey var. Bakalım, bizleri sanal âlemlerde daha neler bekliyor…