arkasım isteme mevzusunda kendinizi nasıl seziyorsunuz? Lüzumum varsa birinden destek alırım mı diyorsunuz yoksa koşullar ne olursa olsun zorlayıp kendim yaparım mı? Minikken iki sözünden biri ‘Şunu yapmama dayanak eder misin?’ olan biz insanlar, ne oldu da geliştikçe dayanak istemekte bu kadar zorlanmaya başladık? Psychological Science Mecmuası’nde yayınlanan bir araştırmaya göre, çoğu insan başkalarına dayanakçı olmak mevzusunda istekli olsa da kendileri gereksinim dinlediklerinde dayanak istemekten sakınıyor. Hatta araştırmanın baş yazarı Dr. Xuan Zhao dahi böyle bir araştırmayı yürütmesine karşın dayanak istemekte kararsız yaşadığını belirtiyor. Peki, dayanak istemek neden bu kadar güç ve daha kolay dayanak istemek olası mı?
Destekleşme hem insanlığın hem de işlevsel bir cemiyetin en natürel parçası. Hepimiz, tabiatımız gereği başkalarına dayanak etmeye eğilimliyiz ve çoğu zaman bundan fayda sağlıyoruz; hatta fayda sağlamanın da ötesinde büyük neşe alıyoruz. Bir Hayli bilimsel araştırma, dayanak faktörün iyi oluşu desteklediğine; akılsal, ruhsal ve fiziksel fayda sağladığına dikkat sürüklüyor. Ancak, ne yazık ki mevzubahisi dayanak istemek olduğunda işler güçleşiyor, bazı bireyler içinse neredeyse ihtimalsiz bir eylem halini alıyor.
Dayanak istememenin bir hayli değişik sebebi olabilir. Ancak, araştırmalar ve uzman görüşleri de gösteriyor ki en yaygın nedeni, beceriksiz görünme fobisi. Çoğu insan bir başkasından dayanak istediğinde zafersiz olarak idrak edileceğine inanıyor, kimse beceriksiz, korunmasız olarak görünmek istemiyor; dayanak istemek tüm bu anlamlara gelmediği halde… Öte yandan, yalanlanmaktan çekinme de ehemmiyetli bir neden olarak karşımıza çıkıyor. Başka Bir Deyişle ‘Dayanak isteyeceğim ama ya dayanak etmezse…’ diye düşünmek, bir hayli insanın lüzumu olduğu halde dayanak istemesine mani oluyor. Oysa ki sormadan öğrenemeyiz değil mi, belki de –hatta büyük ihtimalle– karşımızdaki birey bize dayanak etmek için can atıyor.
Fertsel inanç ve düşüncelerin yanı gizeme bir de çoğu zaman başımıza tasa olan bir şahsiyet özelliği var ki, o da dayanak istemenin önündeki en büyük mani: Mükemmeliyetçilik. Yaptığı rastgele bir işin yanılgısız olmasını isteyen insanlar, başka bir deyişle mükemmeliyetçiler, o işi başkalarından destek alarak ya da onlara vazgeçerek yapmak istemiyor; zira hakimiyeti elden vazgeçmek onlara çok korkutucu geliyor. İşin her adımında bulunmak, hakimiyet etmek, gözlemlemek, açıklamak, tertip etmek, iyileştirmek; kısaca muhteşemleştirmek istiyorlar. Bu sebeple de zaman ve enerji yükü pahasına başkalarından dayanak istemekten kaçıyorlar.
Fertsel sebeplerden çıkıp azıcık daha cemiyetsel açıdan mevzuya yanaşırsak karşımıza bu kere de kültürel normlar çıkıyor: Kimseye yük olmak istememek. Aman zahmet vermeyeyim, yanlış anlaşılmamayım, kimsenin müddetinden, enerjisinden çalmamayım gibi düşünceler şahısların dayanak istemelerine mani olabiliyor. Dolayısıyla tüm bu nedenler hem şahısların hem de cemiyetlerin önünde set oluşturabiliyor. Öyleyse yapılması gereken dayanak istemeyi öğrenmek ve dayanak istemek.